Bugün kendilerini serbest piyasanın önde gelen savunucularından biri olarak tanımlayan insanlar, teknolojik işsizlik fikrine karşı bir argüman sunuyor: Otomasyon zarar verdiğinden çok daha fazla iş oluşturacak. Fakat piyasanın tahmin edilemez doğasından dolayı otomasyonun gayesi üzerine olan bu tartışma işlevsel olarak açıklanamaz. Bir yüzyıl öncesinde yaşamış bir birey nasıl "uygulama geliştiriciliği", "nükleer mühendisliği" veya "kapsayıcılık ve çeşitlilik danışmanlığı" gibi mesleklerin olacağını akıl edebilirdi ki?
Geleceğin meslekleri bize geçmiştekilere geldiği gibi bize yabancı gelecek. Şu an bile şamdan yapım ustası ve fayton kamçısı üreticilerinin kıtlığını yaşamıyoruz. Bu insanlar düşüncelerinin tersini savunanlara göre daha doğruyken piyasa için tamamen tatmin edici olmadığı kabul edilmelidir ki bu argümanın karşıtları tarafından söylendiğini düşünebilirsiniz. Biri makineleşmeden sonra hepimizin tatili, iyi bir emeklilik vaadeden iyi maaşlı işleri olacak veya benzeri olarak Yeni Yeruşalim'e (Yeni Ahit'de geçen bir ütopya) gireceğimiz ya da tam bir komünizme geçeceğimizi de söyleyebilir. Aslında otomasyon tarafından yaratılacak olan işler bilinmez değildir, kesin olarak görebilirsiniz. Yüksek girdili mal üretiminde otomasyon direkt girdi olarak yüksek dereceli malları gerektiren daha düşük dereceli malların üretimini yapmak için yeni işler yaratır. Tüketim mallarının üretiminin otomasyonu hem hayat standartını hem de işçilerin makinelere karşı fiyat bakımından rekabetini daha fazla arttırıyor.
Bir firma veya sanayi makineleşirse kesinlikle yakın zamanda makineleşmiş olan mal veya hizmeti faktör girdisi olarak kullanan endüstrilerde yeni işler yaratacaktır. Bu durum girdinin özgün olmasından bağımsızdır. Örneğin yarı iletkenlerin üretimi ile ilgili bir buluş olsaydı şimdiki firmalar veya yükselişteki firmalar tarafından daha fazla bilgisayarlar üretilebilirdi. Aynı şekilde elektriğin kendisiyle de yapılabilirdi. Ucuz elektrik hemen hemen her firma için azalmış işletme maliyetleri demektir. Bu sebeple aksi halde kârsız olan firmalar aniden kâra geçerler ve yeteri kadar uyanık bir girişimci tarafından hayata dönebilirler. Yakın zamanda işten çıkarılan bir işçinin iş araması için gereken ilk yer önceki işverenin müşteri firmaları olmalıdır. Ekonomik terimler ile aynı arz zincirinde daha düşük seviyeden mal üretmeye geçmelidir.
İnsanlığın yarısının dünyanın en fazla elektrik ürettiği kömür madenlerinde çalıştığı bir dünya düşünün. Bir gün bir nükleer enerji santrali etkin olursa ülkenin enerji üretimini ikiye katlar ve enerjisini önceki fiyatın altında satar. Enerji santrali birkaç düzine mühendis işe alır. Bir yıl boyunca madenler ile kömür santralleri kapanır ve kömür madencilerinin sadece bir kısmı, enerji yoğunluğunun 150 bin katından fazlasına sahip olan uranyum madenciliğine ve taşınmasına geçerdi. Tıpkı herhangi bir gözlemciye göre toplumun ekonomik, karbon salınımı olmayan elektriğin yaygınlaşmasıyla açıkça daha iyi hale getirildiğinin görülebilir olması gibi, aynı zamanda çoğu inatçı antifütüristler dışında herkes için işlerdeki kaybın yeni işsiz kalan kömür madencilerinin ekonomik yaşamlarında bir hız tümseğinden biraz daha fazla etkisi olduğu konusunda sezgisel olarak açık olmalılardır. Bunun nedeni ise elektriğin hemen hemen herhangi bir modern ekonomide bütün hatlarda girdi bir etken olmasıdır. Ucuz elektrik iş oluşturur çünkü önceden aşırı pahalı olan projeleri aniden potansiyel olarak kârlı hale getirmektedir.
Şu önemlidir ki üretken fırsatlar her zaman yok olan miktarı aşar çünkü teknoloji; piyasa ekonomisinde ancak kâr yapabilirse seçilir. Fazla bolluk tüketildiğinden çok zenginlik yaratır. Böylece bu zenginlik, fırsatçı bir girişimci tarafından potansiyel olarak üretken yollarla bu kaynakların birleştirmesine hazırdır. Eğer okuyucular merak ediyorsa kârsız teknolojiler genellikle ülkelere ithal etmeye karşı bir politika izlemek için seçilir. Nazi Almanyası'nın savaş öncesi girişimleri örnek olarak gösterilebilir. Devlet, şirketlere sıvılaştırılmış kömürden yapılmış bir ersatz petrol (Almanca'da yedek veya değiştirilmiş petrol) kullanmaya zorlayarak firmaları ithal etme bağımlılığından kurtarmaya çalıştı. Bir başka örnek; Amerika'nın rüzgâr veya güneş "yenilenebilir" enerjilerini desteklemesi olabilir.
Peki ya düşük dereceli ürünlerin, yani tüketim ürünlerinin üretimini makineleştirmeye ne dersiniz? Eskiden bir yo-yo fabrikasında makineleşen üretim esasen sonsuza kadar ortadan kalktı çünkü oyuncak mağazaları dışında hiçbir işletme çocuk oyuncaklarının fiyatındaki düşüş sayesinde giderlerinin düştüğünü göremeyecekti. Ancak tüketici ürünlerinin işçi sınıfının üretiminde etken bir girdi olduğunun önemini hatırlamak lazım. Maliyet fırsatı açısından insanlar, onları firmalarına almak istenilen üretim yapan yeni makinelerden daha ucuzdur. Saf tüketim ürünlerin üretiminde makineleşme, böyle şeyler olduğu ölçüde toplumdaki diğer herkes için reel-maaş artışlarını veya yaşam standartlarında bir artışı temsil eder.
Başka şekilde ifade etmek gerekirse yo-yo üretimindeki makineleşme yaşam maliyetini düşürerek bütün işçileri diğer endüstrilerdeki makinelerle marjinal olarak daha rekabetçi hale getirir. Burada ayrıca tüketimin değil tasarrufların iş yaratacağını hatırlamak lazım. Eğer tüketiciler oyuncaklara daha az para harcayıp geri kalanını bankaya atarsa artık burada israf etmenin bir yolu yoktur. Bu para borç verilebilir fonlar piyasasına girer. Oyuncaklar daha ucuz hale gelir, ebeveynlerin bankaya daha fazla para koyabilecek kadar fazla harcanılabilir gelire sahip olur. Daha fazla tasarruf reel faiz oranını düşürür, bu parayı başka ürün ve servislere harcamaya uygun hale getirir. Her iki durumda da işgücü talebini arttırır. Nerede yaşama maliyeti düşer, insanların makinelere göre göreceli konumunu geliştirir ise yatırımı arttırıp, ister insan ister robot olsun toplam işgücü talebini yükseltir.
Önemli olarak bu zihniyet bütün hizmet sektörü işini kullanır. Avusturyan olmayan ve geçmişte otomasyonun net olumlu tüketici etkilerini kabullenenler arasında hizmet sektörü "son durak işvereni" gibi bir şey olarak düşünüldü. Lâkin ayriyeten garsonların, doktorların, çöpçülerin, bankacıların, avukatların ve ekonomistlerin otomasyona uğradığı zaman ne olacağını konuştular mı? Bu hayali işgücü piyasasının yok edilişinden sağ kalanlar için bu emsalsiz bir maddi refah çağı olacak, peki ya diğer herkes için? O zaman tonumu değiştirecek miyim?
Büyüyen bir ekonomide, hizmet sektöründe bile ne kadar robot yapılır ve satılırsa ona göre üretilsin. Bu iş açıklarının “tükenmesi” mümkün değildir. Hizmet sektöründeki bütün girişimler hizmeti tüketen herkes için yaşam maliyetinin düştüğünü veya reel gelirin arttığını gösterir. Bu sektördeki mesleklerin otomasyonu, piyasa koşullarından kaynaklandığını varsayarsak robotik işgücüne göre insan emeğinin rekabet gücünü her zaman arttıracaktır ve mevcut kaynaklardaki bu artış, üretimin her aşamasında tüm biçimleriyle artan emek talebiyle potansiyel olarak karlı girişimlerin sayısını da artıracaktır.
Uzun sözün kısası bu kusursuz sürecin ekonomik gelişme süreci olduğunu vurgulayarak açıklamam gerekir. Doğru olmasına iyi görünüyor ama değil ve sonunda biz bunun doğru olduğunu biliyoruz çünkü bazı ülkeler diğer ülkelerden büyüklük sıralamasına göre daha zenginler ve fakir ülkelerdeki insanlar zenginlerin artıklarıyla geçinmek için hayatlarını riske atıyorlar. Teknoloji hayat standartlarını geliştirmektedir çünkü uygun şekilde gelişim diyebilirsek bütün büyümeler tüketiciler tarafından nihai bir kullanıma yönelik odakla yapılır.
Bu bütün otomasyonların zamana harcamaya değer bir anlam ile ele alınmaması gerekir. Otomasyon, diğer girişim süreçleri gibi kullanışlı ve tüketici gayesini tatmin etmek için kaynakları verimli kullanıldığı ölçüde iyidir. Belli bir teknoloji için durumun gerçekten böyle olup olmadığını anlamanın tek yolu piyasada kâr-zarar testine geçirmektir. Hükümetin, teknolojiyi benimsetmek için baskılaması ya da zorlamasının pek çok yolu vardır. Bunlardan en belirgin olanlardan biri ise insan işgücünün self-servis yapan bir kulübe ile değiştirilmesine sebep olan bir asgari maaşın getirilmesidir. Devlet desteği ve regülasyonun başka formları, fiyat sinyallerini öyle bir deforme edebilir ki bir teknolojik gelişimde ve uygulanmasında, uygulanması yoluyla üretilenden veya tasarruf edilenden daha değerli kaynaklar israf edilir.
İnsanlar anlamadığı bir şeyle yüz yüze geldiğinde ondan korkmamalı fakat hayret de etmemeli. Teknolojinin büyümesini savunanların birçoğu teknolojiden çıkan "temel olarak bilinmez" kazanımları içeren argümanı öne sürdüklerinde bunu anlaşılmaz gördükleri için şaşırıyorlar. Fakat bu kazanımlar esasen kesin olarak bilinebilir. Teknoloji kendi yayılmasında "aşağı akış yapan" üretken fırsatlar oluşturur. Bu fırsatlar asla daha fazla robot tarafından işlenemez çünkü piyasa ekonomisinde makinelerin fazla ürünlerden oluşması insanın yetenek ve rekabet gücünü arttırır.
Yazar: Marcel Gautreau
Çeviren İ. Kaan Eker
Comments